19 Şubat 2017 Pazar

ATSIZA TERBİYESİZLİK EDEN KAMİL KARTAL ADINDAKİ ADAMCIĞA CEVAPTIR

Bu yazı Sn Buğra Atsız Beğ'in aynı başlıklı yazısından, kendi izniyle alınmıştır... 
Yazının tamamı için bkz: http://bugra-atsiz.blogspot.com.tr/2017/02/v-behaviorurldefaultvmlo.html

"...Ama bunları yazmamdaki asıl maksat bu adamcığın zavallılığını göstermek. Yukarıda da dediğim gibi ne olduğunu bilmediğim bir sebebden babama saldırmış. Yazdıkları şunlar: (Parantez içindekiler benim cevaplarımdır.)

1- Güneş Dil önerildiği dönem dünyayı ayağa kaldırmıştır. (Yalan. Ortada dünyayı ayağa filan kaldıran bir nesne yoktur. Bu hususta gösterebileceği ve bütün dünyanın bildiği bir kaynağı göstersin de görelim.)

2- Atatürke karşı her yönden, her yandan ölçüsüz tepkiler yağmıştır. (Doğru. Atatürkün etrafındaki yalakalar hâriç ciddî târihçilerden tepkiler gelmiştir. Târih kaynaklara dayanan ciddî bir ilimdir. Târih uydurulmaz. Dil de uydurulmaz, velev ki rûh hastası olasınız ve sağın solun dikkatini çekmek için kıvranasınız. Bunlar klinik vak’alardır ve günümüzde de mevcuttur.) 

3- Atsız, bunları birinci elden görmüş, tanıklık etmiş bir kimse olarak Türklük, Türkçülük yapmış olamaz. Bu mümkün değildir. (Pekiyi de Atsız Türklük ve Türkçülük –Türklük yapmak sanırım Güneş Dili, her ne demekse- yapmadıysa ne yapmıştır. Bir iddiâ ortaya atanların o iddiânın sebeblerini de açıklamaları gerekmez mi? Ama uydurmakta üstâd olma yolunda Polat Kaya Han –aşağı kurtarmıyor ha- dedikleri hastalanınca başı akan (!) bunağın peşinde gidince zâhir böyle oluyor.)

4- Atsız, Türklük, Türkçülük adı altında başka bir şey yapmıştır. (Ne gibi bir şey yapmış? Polat Kaya Han aşkına söyleyiver de meraktan kurtulalım.)

5- ATATÜRK'e ve GÜNEŞ DİL'e yapılan çeşit türlü hain saldırılara sessiz, lal kalmak, en sıradan bir insanın bile yapabileceği bir şey değilken, ATSIZ gibi Türklük, Türkçülük yapmış, dilci/edebiyatçı/tarihçi/filozof bir kimsenin bu sessizliği hiç bir Türk için yenilir yutulur bir şey değildir. (Sıradan insanların Güneş Dilden filan haberinin olmadığını sen de bilirsin. Dilci, edebiyatçı, târihçi dediğin bir insanın Güneş Dil gibi bir zırvaya sessiz kalmasından daha tabiî ne olabilir? Dilci, edebiyatçı ve târihçilerin vazifesi saçma sapan işlerle uğraşmak değildir elbette. Onlar ilimle uğraşan ciddî insanlardır. Güneş Dil ile sen, Polat Kaya ve peşinize taktığınız tek hücreli cühelâ tayfası uğraşsın. Ayrıca Atsız filozof değildi, elbet her düşünen aydın kimse gibi felsefî görüşleri vardı, ama bu onu filozof yapmaz. Bir de biz Türkler Türkçe yazarken kelimeleri kesme işâreti ile değil, virgül dediğimiz işâretle ayırıyoruz. Güneş Dilliler demek ki kesme işâreti kullanıyor. Türklük yapmak tâbirini de lütfen kullanma, yanlış. Güneş Dil dediğin zırvayla uğraşmak yerine Türkçe öğrenmeye çalışırsan kendine bir faydan olmuş olur.)

6- Atsız, Türk idiyse, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı Türk olması gerekir, TÜRK'ün kurtuluş savaşındaki en önemli GÜNEŞ DİL bilgisinin en yaman savunucusu, koruyucusu, destekçisi, takipçisi olması gerekirdi. (Bak çocuğum, Atsızın Türklüğü hakkında ahkâm kesmek senin gibi zavallıların harcı değildir, boyunu çok aşar. Ne kültürün yeter, ne de zekân. O boyu budayacak da çok adam var, haddini bil! Türkün kurtuluş savaşı en önemli Güneş Dil bilgisi ne demek oluyor? Bunları yazabilmek ne gibi bir rûh hâletinin sonucudur? )

7- Fakat, şimdi ortaya çıkmıştır ki, ATSIZ, bu konuyu ta en başından beri reddetmiş, karşı durmuş, reddedenlerle işbirliği yapmıştır. (Evlâdım, sen ciddî olarak hastasın. Bu konu dediğin Güneş Dil zırvası ise Atsızın bunu red ettiği çoktan beri bilinen bir şeydir. Yâni şimdi ortaya çıkan bir şey yok. Sen yeni öğrendiysen, bu senin cehâletinden kaynaklanan marazî bir durumdur. Bu konuyu red edenlerle ne gibi bir işbirliği yapmış olduğunu da açıklamak senin vazîfendir. İddiâyı isbât müddeîye âittir. Hukukta öğretilen ilk kurallardan biridir. Bir hukukçuya sorarsan ne demek olduğunu sana anlatır. İstersen Güneş Dil bilenlerinden birine sor, tercüme de edebilir, kelime haznesi yeterliyse.)

8- Bunlar şimdiye dek sorulmadığı, üzerinde düşünülmediği ve yanıtlanmadığı aşikar olan sorulardır. Bu sorular ATSIZ'ın Türk halkı üzerinde kurduğu tabusal işgali sorgulamak gereği doğduğunu kanıtlamaktadır. (Sorulmayan, üzerinde düşünülmeyen, yanıtlanmadığı âşikâr olan sorular nelerdir? Bunlar Atsızın Türk halkı üzerinde kurduğu “tabusal işgali” sorgulamak gereği doğduğunu kanıtlamaktadır  ne demektir? Sorulmayan, üzerinde düşünülmeyen, yanıtlanmayan sorular neyi, nasıl kanıtlar?  Bilhassa tabusal işgal teriminin ne demek olduğunu çok bilmek isterdim.  Dedim a, kafan biraz değil, çok karışığa benziyor. Güneş Dille uğraşmak kolay değil tabiî. Türk halkı üzerinde tabusal işgal kurmak. Vay canına. Gel sen gene de Türkçe öğren istersen.)

9 - ATSIZ, Türklük değil başka bir şey yapmıştır. Bu kesindir. (Tekrar ediyorum, Türklük yapılmaz. İyi de kesin olan nedir, ne yapmıştır Atsız? Şimdi ben kalkıp “Kamil çok büyük bir enâyilik yapmıştır, kesin bilgi, yayalım” desem herkes o enâyiliğin ne olduğunu merak etmez mi? Eder, ben de açıklamak zorunda kalırım, değil mi evlâdım?)

10 - GÜNEŞ DİL'in ne olduğunu, ne demek olduğunu, kapsam ve içeriğinin nerelere vardığını bilmeyen, anlayamayan insanlar susmalı, öğrenmeyi tercih etmelidir. (Güneş Dil denen saçmalığın ne demek olduğunu, kapsam ve içeriğinin nerelere vardığını bildiğini, anladığını sanan insanlar susmalı, gerçekleri  öğrenmeyi tercih etmelidirler demek çok daha doğru olurdu.)

11 - ULU ÖNDER,  BÜYÜK BİLGE, son nefeslerinde "Aman dil... Aman dil..." diye sayıklamış, bu sözcükler, koma süresince Atatürk'ün dilinden hiç düşmemiş, nadiren gözlerini açıp kapadığında sık sık "Dil efendim dil... Aman yarabbi... aman dil..." demiştir. (Atatürkün son nefesinde ne dediği yanında bulunanlar tarafından duyulmuş ve sonradan da yazılmış gerçekler var iken bu gibi saçmalıkları uydurmak ne ile izâh edilir bilemiyorum, biliyorum da susmayı tercîh ediyorum. Goebbelsi okusaydın söylenilen yalanların inandırıcı olması gerektiğini bilirdin.)

12 - Sayısız iftiracının, satılık kalemin, yalancı ve işbirlikçilerin aldatmacalarına rağmen, ULU ÖNDER BÜYÜK BİLGE, GÜNEŞ DİL'den asla ve kat'a vazgeçmemiş, geri dönmemiştir. (Yere göğe sığdıramadığın büyük bilgenin hayatını dikkatlice oku. Satılık kalem, yalancı, işbirlikçi gibi yuvarlak sözlerle bir yere varamazsın. Bunlar kimdir, neden işbirlikçidir, kimlerle işbirliği yapmışlardır vs. gibi iddiâları açıklamak zorundasın. Yoksa senin hakkında da havada kalan iddiâlar yazılır, üzülürsün.)

13 - ATSIZ, yapılan bu zulme kör, sağır ve dilsiz kalmakla, hainlere yardım ve yataklık etmiştir. (Daha önce de dedim, tekrar ediyorum. Sen ve benzerin zavallılar Atsız hakkında ahkâm kesebilecek ne bilgiye, ne de kültüre sâhip insanlardır. Atsız hâinlere yardım ve yataklık etti demek terbiyesizliğin ve küstahlığın danıskasıdır. Aynı şekilde cevap vermesini ben de bilirdim, ama o zaman Kamil Kartalın seviyesine düşmüş olurdum.)..."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder